DOĞAL GÜZELLİKLERİ
Kaçkar Dağları Milli Parkı
Çamlıhemşin ilçesinin büyük bir kısmı 31 Ağustos 1994 tarihinde Kaçkar Dağları Milli Parkı olarak ilan edilmişti. Çalışma alanı Milli Park içinde yer almamasına rağmen turizm açısından önemli bir değere sahip olup, gelişmeleri önemli ölçüde etkilemektedir. Bu ksım da Milli Parkın kaynak değerlerinden ve Milli Park olmasının sebeplerinden bahsedilecektir.
Kaçkar Dağları Milli Parkı’nın yer aldığı Kaçkar Dağları, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dilek, Bulut ve Soğanlı Dağları arasında bulunmakta ve Rize dağlarının önemli bir kesimini oluşturmaktadır. Kaçkar Zirvesi 3932 m ile Türkiye’nin en yüksek noktalarından birisidir. Kaçkar dağlarındaki ikinci yüksek nokta ise Verçenik zirvesidir (3709 m).
Milli Park, Rize il sınırları içerisinde olup, parkın kuzey sınırı Çamlıhemşin ilçe merkezinden 16 km uzaklıktadır. Milli Park sınırları Şekil....’de gösterilmektedir. Güneyde Fırtına Deresini takip eden Milli Park sınırı, Karagöl buzulunu da içine alıp güneye kıvrılır. Kaçkar Dağları’nın güney sırları, milli parkın da güney sınırlarını oluşturmaktadır. Palovit Deresi ve Ayder Platosu parkın kuzey sınırları çizerken, Olgunlar köyü parkın doğu sınırını oluşturmaktadır. Bu sınırlar ile Kaçkar Dağları Milli Park’ı toplam olarak 51550 ha’lık bir alanı kaplamaktadır.
Milli Parkın Kaynak Değerleri
Milli Park Kanunu’na (11 Ağustos 1983 tarih ve 18132 sayılı Resmi Gazete) göre: “Milli park, bilimsel ve estetik bakımdan, milli ve milletler arası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını da ifade etmektedir.
T.C. Orman Bakanlığı’nın deklerasyonuna göre, bu bölgenin milli park olarak ilan edilmesinin başlıca sebebi, Kaçkar Dağları’nda bulunan buzullardır. Kaçkar dağlarında buzullardan başka, birçok buzul gölleri ve buzul vadileri bulunmaktadır. (Türkiye buzul alanlar yönünden zengin değildir. Buzullar sadece Ağrı ve Kaçkar Dağları ile Hakkari ilindeki dağlık bir bölgede bulunmaktadır.)
Kaçkar Dağlarının batısındaki Fırtına Deresi ve doğusundaki Hemşin Deresi zengin bir flora ile kaplıdır. Bu bitki örtüsü karstik flora özelliğinde olup gerek alt flora gerekse üst flora endemik türleri içermektedir. Türkiye'de Rhodendron'ların 3000 m ye ulaştığı tek yer burasıdır.
Ülkemizde Pleistosan'e ait buzul izleriyle beraber aktüel buzlaşmanın birlikte görüldüğü ender yerlerden birisi olan Kaçkar Dağlarında, birçok buzullarla birlikte; buzul gölleri, buzul vadileri, sirkler ve mazeler bulunmaktadır. Genel olarak granit ve granitik kayaçlardan meydana gelen jeolojik yapı üzerinde Alp Orojenezi'nin derin etkileri görülmektedir. Fauna açısından da zengin olan Kaçkar Dağlarından kurt, ayı, domuz, tilki, yaban keçisi, geyik sansar, çakal, yaban tavuğu vb. bulunmaktadır.
Kaçkar Dağlarından yükseltinin kısa mesafede artması yaylacılık etkinliklerine bağlı bir takım yayla yerleşim alanlarının ortaya çıkmasına yol açmış, böylece Kaçkar Dağlarında ayrıca yayla yaşam kültürü ve sosyal yaşantısı artı bir değer olarak ön plana çıkmıştır.
Gelişme Planı
1994 yılında ilan edilen Kaçkar Dağları Milli Parkı için henüz bir master plan hazırlanmamıştır. Yapılan ön araştırmalara göre, zengin doğal kaynaklarından dolayı park içerisindeki en önemli gelişme dağ turizmi olacaktır. Parkta birçok yayla olması nedeniyle bölgenin yaz kampçılığı açısından bir merkez olması planlanmaktadır. Şekil ....’de gösterilen ön planlama çalışmalarına parkta kamp alanları, günlük ziyaret yerleri, dağcılık ve yayla turizmi alanları bulunacaktır. Bu tip düzenlemeler ile, çok sayıda turist, dağcı ve akademisyenin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bölgeyi ziyaret etmeleri beklenmektedir. Batıdan Fırtına Deresi ve doğudan Kaçkar deresi ile çevrilmiş olan parkta, flora ve fauna açısından zengin bitki türlerini bünyesinde barındıran birçok vadi bulunmaktadır.
Koruma Altındaki Diğer Alanlar
Kaçkar Dağları Milli Parkı’na ek olarak Ayder’deki ormaniçi dinlenme tesisi ve Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Şenyuva yakınlarındaki ormaniçi su ürünleri üretme tesisleri de T.C. Orman Bakanlığı tarafından koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Ayder’deki 5 ha’lık bir alanı kaplayan ve C grubu dinlenme alanına dahil tesis de 1974 yılında koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak şu anda tüm Ayder bölgesi Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırları dahilindedir.
KORUNMASI GEREKLİ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI
Zil Kale
Bölgenin en dikkate değer eserlerinden birisidir. İlçe merkezinin 15 km. güneyinde, Fırtına Deresi'nin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur. Kalenin üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi denizden 750 metre dere yatağından yaklaşık 100 metre yüksekliktedir.
Kale; dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmektedir. Kale doğal bir kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Dış kalenin kapısına kuzeybatı yönündeki patika bir yolla ulaşılır. Kuzeydeki kapının söğe taşları sökülmüştür. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır. Buradan ikinci bir kapı yardımıyla kale içerisine girilir.
Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunmaktadır. Bunlar muhafız binası, şapel ve başkuledir. Kulenin dört katlı olduğu duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. İçerisinde ince bir bölüntü duvarı ve dolgu toprak vardır. Duvarlar üzerinde doğu (vadi, manzara) yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir. Duvarlar içerisinde dikey uzanan boru yuvaları belki de kapanmış sarnıçlara su akıtıyordu.
Kalenin kesin yapılış tarihini belirtecek veriler yoktur, 14-15 yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Bölgenin ilk çağları gibi orta çağ tarihi de karanlıktır. Hemşin yöresinin İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu zamanlarında tam olarak mı kısmen mi fethedildiğini bilmiyoruz. Varoş Kale, Zil Kale, Cihar Kale ve Pazar Kız Kaleleri hem yörenin, hem de Bayburt'a ulaşan önemli bir ortaçağ kervan yolu üzerinde güvenliği sağlıyorlardı.
Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kale kullanılmaya devam etmiştir. Kalede bulunan iki el topu Trabzon Müzesindedir.
Kale-i Balâ (Yukarı Kale)
Çamlıhemşin İlçesi'ne 40 km. uzaklıkta Hisarcık Köyü sınırları içerisinde Fırtına Deresi'nin kaynaklarına hakim bir noktada kurulmuştur. Kaynaklarda geçen bir diğer adı da Varoş Kale'dir.
Kalenin ana planı dikdörtgen olarak tanımlanabilir. Doğu, güney ve kısmen kuzey sarp kayalıktır. Batı tarafı eğimli bir arazi üzerindedir. Giriş kapısı kuzeybatıdadır.
Kalenin kurulduğu yer ve duvar işçiliği bakımından Zil Kale ile ilişkisi açıktır. Zil Kale ile aynı tarihlerde yapılmış olmalıdır (14-15. yüzyıl)
Şenköy Camii
Son derece meyilli bir arazide yapılmıştır. İki katlı bir camidir. Zemin kat taş duvarlı, esas kat bütünüyle ahşaptır. Geniş saçaklı olan caminin dört omuzlu kiremit kaplı bir çatısı vardır.
Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Ahşap süsleme sadece mahfil korkuluğunda ve minberde görülür. Nakış ve kalem işi süslemeler sadedir. Cami M. 1900 yılında köy halkı tarafından yapılmıştır.
Şenyuva Köprüsü
Eski adıyla Cinciva Köprüsü bölgenin yaygın taş köprülerinden birisidir. Tek bir kemerle Fırtına Deresi geçilmiştir. Ayrıca korkuluk duvarı tamir edilerek üzerine demir bir kısım ilave edilmiştir. Köyün yaşlıları H. IIII/M. 1699 tarihli bir kitabesinin 1946 yılındaki bir selde kaybolduğunu kaydederler. Eğer bu doğru ise, yapı bölgenin en eski köprülerinden birisidir.
Köprüköy Köprüsü
Fırtına deresi üzerinde kurulu taş köprülerden birisidir. Köprünün batı ayağına küçük bir tabliye kemeri ilâve edilmiştir. Tabliyesi iki yandan dik olan köprünün korkuluk duvarları kısmen yıkılmıştır. Köprünün 19. yüzyıl sonlarında Türk ustalar tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Konaklar
Çamlıhemşin’in dik yapısı ve arazi mülkiyetine bağlı olarak dağınık bir yerleşim sistemi görülür. Evlerin konumlanması daha çok araziye hakim olan üst kısımda olmuştur. Böylelikle mal sahibi arazisini daha rahat gözleme olanağına sahip olur.
Büyük taş konaklar, daha çok Rusya’ya gurbete gidip para kazanan yöre halkının ürünüdür. Rusya’da pastacılıkla önemli bir gelir elde eden yöre halkı memleketiyle bağlarını koparmamış aksine daha çok bağlanmıştır. Bu konakları yapabilmek için Rusya’dan malzeme getirmekten hiç çekinmemiş, olanaklarını her şekilde değerlendirmiştir. Ancak Rusya devrimi ile geri dönmek zorunda kalan ev sahipleri konaklarını tamamlayamamıştır. Zamanla da maddi olanakları yeterli olmamış, evler çürümeye, yıkılmaya terk edilmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri de Çamlıhemşin’de geçinemeyen yöre halkının kentlere göç etmesidir.
Genellikle konak türünden yapılan evler taş malzeme işlenerek yapılmış olup 3 katlı ve üst kısımları ahşap işlemedir. Bazı konaklarda alt katlarda taş işlemeler kullanılmış olup, üst katlarda kimi konaklar dolma taş tekniğiyle ahşap arasına taş doldurmak suretiyle yapılmıştır. Bazı evler ise ahır bölmesi taştan yapılarak üst katlar ahşap malzeme ile boğaz geçme tekniği tatbik edilmek suretiyle imal edilmiştir.
Konakların mutfak bölümünde ateşin yakılabileceği yontma taşlarla işlenmiş kemer bağlantılar dumanın dışarıya atılmasını sağlayan baca teknikleri ev halkının oturması yemek yemesi için avlu, evin yiyecek ihtiyacının depolandığı maran adı verilen ambar, misafir ağırlamak için düzenlenmiş baş oda bu odalarda banyo ve tuvalet bulunmaktadır.
Yatak odalarının kapılarının açıldığı hayat bölümü genellikle kış aylarında ısıtma yapılarak ev halkının oturduğu bölüm olup penceresi güneye bakmaktadır. Hayat günümüzde salonun görevini üstlenmektedir. Genellikle hayatlara kapısı açılan 4 yatak odası bulunmakta olup 3 katlı evlerin üst katları da yatak odası olarak kullanılır. Çatılar ise kiremit kaplamadır. Eskiden çam ağacından yapılan harduma örtü malzemesi olarak kullanılırdı.
Ahşap yapı tekniğinde uygulanan sistemlerde kapı ve menteşenin dışında hiç çivi kullanılmadan ahşap ev ustaları tarafından oyma sanatının en ince teknikleri, kapı, pencere ve köşe bağlantılarında titiz bir şekilde uygulandığı görülmektedir. Ayrıca evlerin tavanlarında ve gömme dolaplarda ahşap süslemeler, özellikle oturma odaları ya da misafir odalarında ve şömine başlarında çiçek işlemeleri görülmektedir. Bütün bunlar evin inşasına önem veren ustanın estetik kaygılara da önem verdiğini göstermektedir.
Yukarı Çamlıca mahallesinde;
Kavak mahallesinde;
Sırt mahallesinde;
Serenderler
Evin yanında hemen göze çarpan yapı serenderlerdir. Bunlar nerede ise Karadeniz evinin simgesi olmuştur. Halk arasında “nayla” da denen serenderler, yiyeceklerin (özellikle mısır, patates, yağ, peynir vb.) doğal şartlardan ve hayvanlardan özellikle farelerden etkilenmeden korunmasını sağlayan ve direkler üzerine yapılmış, kolay yerleştirilip çekilen bir merdiveni olan ahşap yapılardır. Direkler üzerindeki tekerlek biçimli yapı elemanı, farelerin serendere tırmanmasını önlemek için yapılmıştır. Yapım aşamasında evlere gösterilen özen serenderlere de gösterilmiştir.
Geleneksel tarzda yapılan hemen hemen tüm yapıların yanında bu yapı biçimiyle karşılaşılmıştır. 2000 yılı bina yapım sonuçlarına göre Konaklar mahallesinde 28 tane, Aşağı Çamlıca mahallesinde 25 tane, Yukarı Çamlıca mahallesinde 25 tane, Kavak mahallesinde 25 tane ve Sırt mahallesinde 11 tane serender olduğu tespit edilmiştir.
Aşağı Çamlıca Köyü Camii
Taş duvarlı iki katlı, kırma çatılı bir yapıdır. Zemin kat medrese olarak yapılmıştır. Medrese katına kuzeydoğu köşesindeki kapı ile girilir. Bu kısım epeyce elden geçmiştir. Sadece batı duvarında bir ocak kalmıştır. Harimin ahşap döşemesi son yıllarda betonarme olarak değiştirilmiştir.
Caminin minberi çok iyi bir ahşap işçiliği gösterir. Sahte kemerli niş kompozisyonları üzerinde bir daireden çıkan S ve C kıvrımları yan yüzleri kaplar. Dilimli kemerlerle taçlandırılan nişler ve üçgen aynalık, sadeleştirilmiş bir barok üslubu yansıtır.
Mezarlıklar,
Aşağı Çamlıca mahallesinde, Yukarı Çamlıca mahallesinde
Köprüler;
Fırtına deresi boyunca Köprü köyden itibaren muhtelif büyüklükte 10 adet Kemer Köprü bulunmakta, yapım tarihleri tam tespit edilememekle beraber 150 senelik tarihi yansıttıkları bölgede meydana gelen fırtınalara meydan okurcasına ayakta kalmayı başarmışlardır. Yontma taş tekniğiyle yapılan bu köprülerin mimarı yönden taş tekniğinde ayrı bir yeri vardır.
Okul;
Konaklar mahallesindeki okul 1938 yılında yapılmıştır.
Çeşmeler;
Aşağı Çamlıca mahallesinde 1 tane, Yukarı Çamlıca mahallesinde 1 tane çeşme olduğu arazi çalışmalarında tespit edilmiştir.
Değirmenler;
Konaklar mahallesinde Kemer Köprü yanında 2 tane, Merkez mahallesinde İlkokul karşısında 2 tane, Kavak mahallesinde 1 tane değirmen bulunmaktadır.